.JPG)
Öğrenciler sanat-matematik sergisi için heykel yapsalar nasıl olur? ya da okudukları hikâyelere dayanan ve kendi yaptıkları gerçek boyutlardaki resimlerden oluşan perdenin önünde skeç oynasalar? veya robot programlamak için LEGO’ları kullansalar ve sonra onlarla ilgili bir film yapsalar?
Bunlar, Champion Creatively Alive Children hibe programı için ülkenin her köşesindeki okullardan bu yıl gönderilen ve kazanan önerilerin sadece birkaç tanesi. Bu Crayola-NAESP ortak girişimi, okul müdürlerini okullarında sanatı hayata geçirme konusunda yenilikçi projeler geliştirmeye teşvik etti. Günlük öğretim etkinliklerine sanatı katmak, öğrencilere 21. yüzyıl becerileri kazandırmak için gereklidir fakat bu, fikirleri “farz edelim”lerden gerçekliğe dönüştürecek yaratıcı ve öngörülü okul idarecileri gerektirir.
Sanat eğitimi, öğrencileri hızla değişen dünyada yer almaya hazırlamada vazgeçilmez bir temeldir. Sanatla iç içe bir eğitim, öğrencileri yenilik getirmeye, analiz etmeye ve öğrendiklerini uygulamaya teşvik eder. Örneğin, geometri öğrenmenin yollarından biri; kalem, grafik kâğıdı, pergel ve açıölçer kullanmaktır. Fakat öğrenciler Büyük Giza Piramidi’nin üç boyutlu heykelini yapmak için grup olarak çalışırken geometrinin temel teorilerini kullandıklarında öğrenmenin nasıl değiştiğini düşünün. Sonuç, iş hayatı için temel beceri olan karmaşık problem çözmedir. Öğrenciler, sanatla ilgili çalışmalar yaparken kişisel gelişimleri için ihtiyaç duydukları ve yaşadıkları toplumda yer edinmek için gerekli olan sosyal becerileri (takım çalışması, kendine güven, hoşgörü) geliştirirler.
Birbiri ardına yapılan araştırmalar, sanat eğitiminin daha fazla öğrenci başarısı, daha yüksek öğrenci motivasyonu ve artan öğrenci katılımıyla bağlantılı olduğunu göstermiştir. Geçen ay National Center for Education Statistics'in (Ulusal Eğitim İstatistikleri Merkezi) yayınladığı kapsamlı "Arts Education in Public Elementary and Secondary Schools-Devlet Okullarında Sanat Eğitimi" raporu, ülke çapındaki okulların çoğunda (%80-90) müzik ve görsel sanat programlarının uygulandığını belirtiyor. Fakat gelir seviyesi yüksek ve düşük olan okullar arasında, kendini adamış sanat öğretmenlerine sahip olmak veya yıl boyu ders vermek gibi konularda hâlâ bir erişim eşitsizliği var. Ayrıca, tiyatro ve dans programlarının (özellikle ilköğretim düzeyinde) tamamen kaldırılması söz konusu. Bu durumda önemli sınav döneminde okul idarecileri, toplum temsilcileri ve ebeveynler için kilit nokta, dar bütçeyle sanat eğitimini korumak ve güçlendirmek için nasıl birlikte çalışılacağı konusunda biraz yaratıcı olmaktır. Sanatı 21. yüzyıl eğitiminde bir araç olarak kullanmanın en iyi yolu, bunun müzik odasının eşiğinde bitmemesini sağlamaktır ve müfredata dâhil etmektir. Eğitimciler akademik disiplinleri kapsayan güçlü, proje temelli etkinlikler tasarlamak üzere birlikte çalışabilirler. Proje temelli, sanatla iç içe bir eğitim, eğitimciler arasında takım çalışmasını ve öğrencilerin nasıl değerlendirileceği konusunda tekrar düşünmeyi (bireysel standart testler yerine konular üzerinden) içerir. Okul müdürleri, öğretmenler arasındaki ilişkinin gelişmesine yardımcı olabilir, çekirdek ekiplerle kapsamlı planlamaya zaman ayırabilir ve proje temelli öğrenmenin neler gerektirdiği konusunda velilerle iletişim kurabilirler. Ayrıca, performanslar veya seminerlerle mevcut okul programını zenginleştirmek amacıyla toplum örgütleriyle, kâr amacı gütmeyen kuruluşlarla veya yerel sanatçılarla iletişim kurabilirler. Böylece sanatı, toplum katılımı aracına dönüştürürler.
Müzik veya sanat eğitimini müfredata dâhil etmek son derece önemlidir; fakat bir okulun tamamen sanata odaklanması için, okul ve öğretmen yaratıcılık kültürünün daha fazla benimsenmesi gerekir. Okul idarecileri öğrenme ortamını hazırlarlar. Yeni fikirlerin teşvik edildiği bir keşif atmosferi yaratmak onların elindedir. Öğretmenlerin farklı düşünmesini sağlayacak mesleki gelişim ve beyin fırtınası oturumları düzenlemek de okul müdürünün görevidir.
Öğretmeye ve öğrenmeye yaratıcı yöntemlerle yaklaşmak öğrenciler, ebeveynler ve okul yöneticileri için zor olabilir. Fakat eğitimciler, disiplinler arası işbirliği yaparak sanatla iç içe öğrenme, problem çözme ve takım çalışması için verimli bir ortam yaratabilirler. Yenilikler için örnek olmak bizimle başlar. Yaratıcı okul yöneticileri “farz edelim” yaklaşımını eyleme dönüştürebilirler.
Kaynak:http://www.vitaminogretmen.com/